AHMET HAŞİM-BİZE GÖRE

Bu ay sizler için bilhassa şiirleriyle tanıdığımız Ahmet Haşim’in denemelerinden oluşan bir eseri “Bize Göre”yi seçtik.

Ahmet Haşim’in deneme-inceleme türündeki bu eseri İkdam dergisinde yazdığı köşe yazılarından oluşuyor. Yazılar dönemin şartlarını olduğu gibi yansıtıyor. Ahmet Haşim her konuda yazmış, dönemin şairlerinden, şiirlerinden, yazın dünyasından, dönemin yaşam tarzı, insanları, yurt dışı gezileri… Bazı yazıları eleştiri niteliğinde. Denemelerindeki düşüncelerinden anlıyoruz ki Ahmet Haşim Şahsına münhasır bir yazar. Biraz edebiyat dünyasını tanıyanlarımız kendisini “Akşam Şairi” dediğimizde hemen tanıyacaktır. Ahmet Haşim çirkin olduğu düşüncesiyle kendinden nefret eden hatta aynalara tükürdüğü söylenen bir şairdi. İlk şiiri yayınlandığında on üç on dört yaşlarında idi. Bundan sonraki üç yıl içinde on üç şiiri yayınlandı. Hırçın ve kendini toplumdan soyutlamış bir üslup ile edebiyatımızda yerini ve üslubunu özel kılmıştır. Bu eserinde de Ahmet Haşim enteresan duygu ve düşüncelerini korkusuz ve çekinmeden, “kendine göre” dile getiriyor. Bir deneme eseri için çok başarılı bir kitap: “Bize Göre”. Baştan kabul ediyor yazar, söylediklerinin tamamen kesin net gerçekler olmadığını. Kitabın isminde bize göre diyerek mâruz kalabileceği eleştirileri engellemiş oluyor aslında.

Bu bağlamda Haşim’in bazı düşüncelerine katılmayabilir, karşı çıkabilirsiniz, bu çok doğal. Karşınızda enteresan bir yazar var çünkü. Leylekleri, Ay’ı, akşamı çok seven; buna karşın köpeklerden, kargalardan, bahardan, güneşten nefret eden; bir tahtakurusundan cümlelerce “müthiş bir böcek” diye bahsedip, tahtakurusunu yere göğe sığdıramayan, başparmağı en önemli organımız olarak anlatan ve sayamadığım türlü değişik fikirlere sahip bir yazar Ahmet Haşim. Bunlarla birlikte tüm bu değişik fikirlerini son derece sağlam dayanaklar üzerinde insani ikna etme yeteneğine sahip yazarımız aynı zamanda o asrın içtimai sıkıntılarına da bir ayna tutuyor.


Karşıt ya da değişik fikirler duymaya alışık hatta seven bir okursanız, bize yazarının yaşadığı dönemi çok güzel anlatan bu kitabı keyif olarak bir çırpıda okuyacaksınız.

Kendisinde en etkilendiğimiz şiirlerinden biri olan “Bir Günün Sonundaki Arzu” şiirini de sizlere sunmak isteriz.

Yorgun gözümün halkalarında
Güller gibi fecr oldu nümâyân,
Güller gibi… sonsuz, iri güller
Güller ki kamıştan daha nâlân;
Gün doğdu yazık arkalarında!

Altın kulelerden yine kuşlar
Tekrârını ömrün eder i’lân.
Kuşlar mıdır onlar ki her akşam
Âlemlerimizden sefer eyler?

Akşam, yine akşam, yine akşam
Bir sırma kemerdir suya baksam;

Akşam, yine akşam, yine akşam
Göllerde bu dem bir kamış olsam!

Deruhte Dergi

Deruhte Dergi, kendini içinde bulunduğu işin tamamından mesul görenlerden oluşur. Biz işin bir ucundan tutarak vicdanını rahatlatmayı başaramayanlarız. Edebiyatı umut ve kaygı ile seyrediyor ve bu kaygının diri tutulmasını umudumuz adına önemsiyoruz. Yazmayı salt ‘vakit öldürme aracı’ veya piyasaya(!) ürün sunma imkânı olarak görmemekte ısrar ediyoruz. Deruhte Dergi ekibi, ismiyle müsemma olmayı en büyük paye kabul eder.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir