BİZE DAHA ÇOK VERDİ

Çok mutsuzdum. Çok fakirdik. Babamın maaşı aylık 200 lira. Annem bir inek bir koyunla para kazanmaya çalışırdı. Ben dağda bayırda çiçek toplar, taç yapar, satardım. Babam bir gün öğle saatinde eve gelip bizden birazcık daha fakir olan dört kişilik bir aileye 100 lira bağışladığını söyledi. Annem öfke ve kin dolu bakışlarla babamı kenara çekip kulağına: “Sen nasıl böyle bir şey yaparsın! Çocuğumuzu hiç mi düşünmüyorsun?” dedi. Babam hiçbir şey söylemedi. Annem kötü bir insan değildi. Fakat konu ben olunca dünyaları bile yıkabilirdi.

Günler, aylar geçti. Birden babamın maaşı elli elli artmaya başladı. 500’de durdu. Nasıl oldu da babamın maaşı arttı, hâlâ anlamış değildik. Fakat babamın bakışları biliyor gibiydi. Annem ile hemen sorduk. Babam, “Tam yedi ay önce bir aileye 100 TL vermiştim. Hatırlıyor musunuz? İşte Allah bize daha çok verdi.” dedi. Annem dokunsan ağlayacaktı. Çünkü babamın bu davranışına çok kızmıştı. Artık ilkokula gidebilirdim.

Ben büyüyüp Kızılay veya Yeşilay derneklerinde çalışmak istiyordum. Ve bu hayalim gerçek oldu. Mesleğimde çok mutluyum. Neden diye sorarsanız iki sebebi var. Birincisi, bu mesleğe sahip olmam için bir sürü anım var. İkincisi yardımda bulununca uçacakmış gibi oluyorum…

Deruhte Dergi

Deruhte Dergi, kendini içinde bulunduğu işin tamamından mesul görenlerden oluşur. Biz işin bir ucundan tutarak vicdanını rahatlatmayı başaramayanlarız. Edebiyatı umut ve kaygı ile seyrediyor ve bu kaygının diri tutulmasını umudumuz adına önemsiyoruz. Yazmayı salt ‘vakit öldürme aracı’ veya piyasaya(!) ürün sunma imkânı olarak görmemekte ısrar ediyoruz. Deruhte Dergi ekibi, ismiyle müsemma olmayı en büyük paye kabul eder.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir