FOTOĞRAF
I
‘’Anı bir kareye sığdırmak endişesi
Deklanşöre dokunan parmak uçlarında
Göz göz çoğalır, çoğalır da o an
Bir poz daha yanar her bakışımda’’
Yaprak dökme telaşında bir ağaç,
Nedir, bu yarı ölüme sevdalanmak nedir?
Şehrin doğu yakası köşede belirir
Ve ben bir sokak kedisiyle bunu tartışırım
Karışırım geceden önceki son seslere
Daha önce gönül yormamış bir sokak,
Meğer oraya uçmuş kayıp kelimeler
Yedi yıllık birikmiş uykularım gibi
Dağın yüreğini bulan ermiş edasıyla
Yürüdüm, yürüdüm, içimde yürüttüm şehri.
Cebimde hurma taşısam,
Saatim olsa yeleğime bağlı
Önce bir yelek almalı
Ama evvela kendini taşıyabilmeli insan.
Kovulması mümkün olmayan,
Cebimi, saatlerimi, yeleğimi dolduran kendimi
Cebimde bir hurmaya dahi yer yoktur.
Yükü ağırdır, ceplerinde hurma taşıyanların
En güzel keşifleri annem öğretti
Eskimez şefkat, bitmeyen dert annem
Ölüm bir tek onda iğreti dururdu.
Yalnız onu öldüremezdim hayalimde
Gülü sevmeyi dahi ilk annem öğretti.
Her şeyi kanıksadım da
Yoksulluk, yoksunluk, yol kaygısı vesair.
Bir adı konulmamış savaşları garipsedim,
Bir de adı henüz konulmuş garip çocukları
Ekranlardan yüzlerine aşina olduğumuz
Kanlı dizilerin zoraki dublörleri
Savaş muhabiriydim oysa, içimdeki
II
‘’Her fotoğrafın ömrü bir bakıştır
Gülüşler eskitirim, canım acımaz
Tabiat emre amade stüdyo
Her yağmurun hakkı bir ıslanıştır’’
İki kapılı üstü açık bir han,
Şu köşede oturdum ilk kez
Masa masa neşemi dolaştırdım da kaç yıl
Şimdi korkuluğa teslim tabureler.
Hatıra katarlarının mola yerleri.
Şimdi çok sesli eserler dinlerim ben de.
Ateşten sözleri ezberimde.
Siz ne bilirsiniz, siz, yabancılar!
Her tebessüm, bir gerçeği gizlemek içindir.
Sızı, desem inanmazsınız
Ben gülmelere kovulmuş kız
Beyaz zulüm
Kar yağsa da dört mevsim ellerimden
Bu şehrin ayazına dayanamaz
Üşürüm.
III
‘’Bir sır saklanır merceklerin ardında
Göz veya makine ne fark eder
Pencereler evlerin merceğidir
Hepsinin arkası karanlık oda’’
Bedenim eski bir binanın üst katında oturur,
Eski bir binanın üst katı ruhum.
Evimiz batıya dönük seyreder dünyayı,
Doğuya bakan evlere imrenir pencerem
Sana bakan evlere imrenir dururum.
Allah, bir nebze dinlemek bahşetmiş
Dinlerim seni,
Şu masada bekleyen kalem sabrıyla,
Şu saksıda suya hasret çiçek sabrıyla,
Şu bahçede kesilmemiş son ağaç gibi.
Fotoğrafların ötesini anlat,
Başucunda kalbinin.
IV
‘’Ayna ayna zinhar söyleme
Çiçekleri kuşattım her karesinde
Bir keresinde bir gönlü kuşattım
Güzelliğim sırlı, eskiyen kağıttı’’
Dünyayı teşrif ettim bu mahallede,
Kaldırımda dizlerimin izi
Kaldırımda durur hala küçük bakışlarım
-Bakışlar ki zamandan azadedir-
Evimde büyüttüğüm uzun bakışlarım
Evim, iç içe geçmiş aynalar
Çiçek kokusuyla başı hoş aile
Taç yapraklarda uyurum geceleri
Uğruma söylenen ninniler eşliğinde
Tebessüm üzere yaşayan kıza nispet diye
Gizli sancılar yanağımda çukur
Yine de umudum çiğ tanesi
Aynaların aklı kalır uğramasam
Cam buğusunun,
Çayla hemdem olmuş bardağın,
Gümüş anahtarın aklı kalır
V
‘’Aynada geçmişine bakar gözler
Anı tutamaz, yalnız seyreder
Siyah beyazlığına kanma dünyanın
Fotoğraf aynı kalır, eksilen insandır’’
Yığınlar ortasından sesleniyorum,
Ses ver, kavgalar arasından
Kalp ritminden yoksun, sığ gölgeler
Yoksunluğundan dahi yoksun gölgeler
Bir bardak için bu kadar boşluk fazla
Dipte kalan birkaç damla gözyaşıyla
Kaç silah taciri pas tutabilir,
Kaç silah namlusundan vurulabilir?
Odam cinayet şubenin duvarı gibi,
Failleri gösteren ipler boynumda asılı.
Bahçende yaprağına küs ağaçlar
Her feryadı kollayışın bundan
Bu hengamede rolümüz merhamet
Katıksız umut devşirmek çöküşlerden
Damlada açmamış tohumu bulmak
Sessizliğe fısıldamak sessiz güzelliği.
Bunca kusura rağmen, heyhat!
Kirli ellerime aldırmayan kelebek.
Renklerin iklimime tenezzül ediyor
Nasıl dinginliğe ulaşıyorum sesinle
Ümitten korkuya sarkan çocuğa inat.
VI
‘’Yitip giden günlerin türküsü boş
Baksana güvercinler yerlerde sürünür
Doğa ressamlarının soyu tükenmiş
Duvarlar modern çizgilere bürünür’’
Demir parmaklıklar ardında,
Ben içeride özgür,
O dışarıda esir.
Yolun öteki ucunda.
Seyrederken akan nehri
Kanıyor
Ruhunun eksik tarafından
Dikiş tutmaz içte açılmış yaralar
Bilmediği bir ezgiye eşlik ediyor
Bilmediği