RAMAK KALA
ben çaresizliği görmüştüm bir keresinde
gözleri şaşkın bir ürkeklikle bakan,
O(c.c.) olmasa varlığımız acıyan
oysa yalnız olmadığımız O oldukça,
O oldukça göğsümüz ferahlayan.
ben sessizliği duydum bir keresinde
kalbimin dört bir köşesinde
ellerimiz, düşler gibi çocukça açılan
ağlamalara ramak kala gözlerimiz
bir güle düşen çiğ tanesiyle damlayan,
açılan bir gül ile umuda uyanan.
Ahh… dünyanın kalabalık kederi
geçilmez bir deniz gibisin uçsuz bucaksız
öyle dağdağalısın ama dibin balçık
gitgide gömülen ruhumuz kaskatı
ve karanlık
dipsiz bir kuyuya raptolmuş gibi.
inanmakla kurtulurum ancak,
o kör kuyulardan.