RESİM DERSİ

Beyrut’ta katledilen masum sivillerin hatırasına…

1

Boya kutusunu önüme koyuyor oğlum

Bir kuş çizmemi istiyor benden

Kül rengine batırıyorum fırçayı

Bir dörtgen çiziyorum, üstüne bir kilit ve çubuklar

Oğlum, gözleri dehşet dolu, diyor ki bana:

“Ama bu bir hapishane…

Yoksa bilmiyor musun baba, kuş çizmeyi sen? ”

Oğlum, diyorum ona, ayıplama beni

Kuşların biçimini unuttum inan.

2

Kalem kutusunu önüme koyuyor oğlum

Bir deniz çizmemi istiyor benden

Kurşun kalemi alıyorum

Siyah bir daire çiziyorum

Oğlum diyor ki bana:

“Ama bu siyah bir daire, baba

Deniz çizmeyi bilmiyor musun yoksa? ”

Ona diyorum ki: Oğlum

Eskiden deniz çizmekte ustaydım

Ama bugün…

Oltayı aldılar benden

Av yaklaşmıştı oysa…

Mavi renkle konuşmamı da yasakladılar

Özgürlük balığını yakalamamı da.

3

Resim defterini önüme koyuyor oğlum

Buğday başağı çizmemi istiyor benden

Kalemi alıyorum

Bir üçgen çiziyorum ona

Resim sanatındaki bilgisizliğime şaşırıyor oğlum

Şaşkın şaşkın diyor ki:

Üçgenle başak arasındaki farkı bilmiyor musun baba?

Ona diyorum ki, oğlum

Eskiden başağın biçimini bilirdim ben

Somunun biçimini

Gülün biçimini…

Ama bu metalik çağda

Ormanın ağaçları

Silahlı adamlara katıldı ya

Güller, lekeli giysilere büründü ya

Silahlı başaklar çağında

Kuşlar silahlı

Kültür silahlı

Din silahlı

Bir somun alsam

İçinde tabanca buluyorum

Bir gül koparsam bahçeden

Silahını dayıyor burnuma

Bir kitap alsam kitapçıdan

Parmaklarımın arasında patlıyor…

4

Yatağımın kenarında oturuyor oğlum

Bir şiir okumamı istiyor benden

Gözümden bir damla yaş düşüyor yastığa

Korkuyla izliyor oğlum ve

“Ama baba diyor, bu gözyaşı, şiir değil! ”

Ona diyorum ki:

Büyüdüğün zaman oğlum

Arap şiir kitaplarını okuyunca

Sözcükle gözyaşının kardeş olduğunu göreceksin

Ve Arap şiirinin yalnızca

Parmaklar arasından çıkan

Bir damla gözyaşı olduğunu…

5

Oğlum kalemlerini, boya kutusunu önüme koyuyor

Bir yurt çizmemi istiyor benden

Fırça titriyor elimde Ağlayarak düşüyorum…

NİZAR KABBANİ

Deruhte Dergi

Deruhte Dergi, kendini içinde bulunduğu işin tamamından mesul görenlerden oluşur. Biz işin bir ucundan tutarak vicdanını rahatlatmayı başaramayanlarız. Edebiyatı umut ve kaygı ile seyrediyor ve bu kaygının diri tutulmasını umudumuz adına önemsiyoruz. Yazmayı salt ‘vakit öldürme aracı’ veya piyasaya(!) ürün sunma imkânı olarak görmemekte ısrar ediyoruz. Deruhte Dergi ekibi, ismiyle müsemma olmayı en büyük paye kabul eder.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir