SEYİR DEFTERİ: 22 ŞABAN 1440
Üçyüzotuz gündür denizdeyiz. Limanı hiç özlemedik. Açıldığımızdan beri gemimiz birkaç kez hasar aldı. Onarmak için kıyıya ufak ziyaretlerde bulunduk. Son molamız haddinden uzun sürdü, farkındayız. Önce rüzgar tükendi, son çare olarak küreklere başvurduk kaslarda güç tükendi. Denizin kadim töresine uyduk ve epey göğün rotasını izledik. Kıyıya çekebildiğimiz kağıt gemimizi yan yatırdık ve kalafatlayıp üzerindeki yosunu, gövdeye saplanan midyeleri ve yılgınlığı temizledik. Belimizi büken teknik sorunlardan kurtulduk velhasıl. Uzuuun soluklu tartışmalar, haritalar üzerinde yön tayinleri ve başvurduğumuz tecrübe desteğiyle işin üstesinden geldik ve tekrardan suların tatlı sesini dinliyoruz.
Kuşlardan yeni bir rüzgarın haberini aldık, şu an onu bekliyoruz. Ambarımız zahireyle, göğsümüz alabildiğine deniz havasıyla dolu, bekliyoruz. Herkes kendi neşesini kovalıyor güvertede. Pek çok farklı ses duyuluyor. Edebiyatın kendine has dilleriyle konuşuyor herkes. Kimi mısralarını söylüyor, kimi öyküsünü anlatıyor yanındakine. Denemesine derinlik katmakla meşgul olanlar da var, gemideki misafirlerle röportaj yapmak için uğraşanlar da. Her büyük ve büyülü denizde olduğu gibi ortak bir dil, bir lingua franca kendiliğinden oluştu tabi. Zaman zaman karmaşaya yol açma tehlikesi taşısa da gemi halkı bu dilden memnun. Edebiyat paydasında buluşmaktan memnun, seyrediyoruz.
Verdiğimiz aranın boşluğunu dolduran eserler yayımlamaya gayret edeceğiz önümüzdeki süreçte. Kültür-sanat başlığının gerektirdiği seviyeyi gözetirken öte yandan bir e- dergi olarak ‘içerik üretme’yi sürdürüp bir denge kuracağız. Kağıt gemi seyrine devam ediyor, yolcularıyla birlikte.
Hoşgeldiniz🤗
Hoş bulduk. 🙂
Başarılar, güzel bir iş yapıyorsunuz…
Çok teşekkür ederiz.