SON OYUN
Bir grup bozkır atlısı
Atları yorgun ama kılıçları haklı
Gün batımında durdular yanımda
Güneş, vadi, ben ve bozkır atlısı
Binlerce adamın erittiği merdivenlerime baktılar
Suya atılmış ekmeklere benzerdi sahnemiz
Deli ozanlarımızın fırınlarından çıkmış ekmekler
Hiç aç birini gördün mü
Tragedya veyahut Gaia
Her yere evin gibi girsen de
Burası evin değil dikkat et bozkır atlısı
Peki niye bu hareketsizliğin
Elinde oyuncağa dönüşüm niye
Eklendiğim kadrajın içinde çok mu komiğim
Derin kesikli suratında gerçeği gören gözü
Tek bakış yeter mi anlamaya gerçeğin yüzünü
Konsüller, fatihler, mağrur, mağdur nicesi
Demek ki en çok seni beklemişim
İnansam da gerçeğe tereddütlü
Sakinliğin çıkarsa da çileden beni
Bizim hikayemize de bunu yazmış tanrı
Güneş, vadi, ben ve haklı kılıcıyla bozkır atlısı
Kimse dingin kalamaz sahnemde
Ne acemisi ne de yeteneklisi
Hani çıkardın keçi sütünü, kuru etini
Hiç provasız oyunun hepsinden daha iyi
Gelecek mi peşinden seninkiler
Bulabilecek misin kök salabileceğin bir toprak
Kıl çadırın mı, her yere götüren atın mı
Sana bu gücü veren nedir
Sordum ya sana Gaia’yı, tragedyayı
Seninle unutabilirim asırlarla ölçülen yaşımı
Demişlerdi ama bana
“Bir barbar ancak eşitine dokunur” lafını