YAŞAMAK BENİM DE UMRUMDADIR
“Houston, burası Apollo 11. Penceremden dünya gözüküyor.”
Houston, burası da belediye otobüsü. Bence benim penceremden de dünya gözüküyor.
Sabah güneşi başımı yasladığım cama vuruyor, yanağımı dokunduruyorum. Vakitlerden ocak. Hava durumu canımda titreyen ekru bir çiçek. Beyaz yakalılar gazete okuyor. Sayfaların hışırtısını duymuyorum. Bir kadın simit yiyor ufalayarak. Susamlar yere yağıyor, yazık. Heykelin önünden geçiyoruz. Havalar henüz sıcakken bu heykelin dibinde düşünen ve bekleyen, beklerken de güvercinleri besleyen biri olmuştum. Fakat bu hatıranın yeri şimdi değil.
Sabahın bu saati tam şiir dinlemeliktir. Örneğin bu sabah ‘‘yaşamak umrumdadır’’ diyor İsmet Özel. Yaşamak benim de umrumdadır, diyorum. Bu sırada yağmur başlıyor. Bir şair olmadığım için sabah üstüme saldırmıyor, şükrediyorum. Kütüphaneye giriyorum. Kelebekler uçuyor. Lambanın etrafında, cam kenarlarına dizilmiş masalarda ve raflarda… Birçok yerde. Her zamanki koridoru yürürken yine karşıma çıkıyor Kierkegaard’ın kitabı. Kaçıncı oldu bu? Tek sayfasını dahi okumadım. Kapağına baktım sadece. Bir kez. Felsefe bölümünde olduğunu, etiketinde 2013 yazdığını biliyorum bir de. Kütüphane boş, kelebekler uçuyor. Atkımın tüyleri çenemi gıdıklıyor. Kulağımda aynı şiir. Kelebekler…
Bahçede kızları görüyorum önce. Kahverengi atkılı olan filmli makine kullanmayı öğreniyor ne zamandır. Üşümeyi sevmiyor ve yazı özlüyor. Hemen yanındaki kız, çantasında hep meyve taşıyor. Aklı sonbaharın latif günlerinde. Diğer uçta oğlanlar var. Uzun ve yersiz muhabbetleriyle dar kaldırımları meşgul eden kaba insanlardan oluşuyorlar. Bu soğukta dışarıda dolaşmak delilik diye düşünüyorum, içeri yürüyorum. O sırada kalabalıktan sıyrılan birini görüyorum. Nazikçe selamlıyor beni. Kulağım yine şiire takılıyor, ‘’sana bir karşılık vereceğim, toprağı deşen boğuk sesimle’’. Bu dize üzerine bir karşılık veriyorum ben de. Sesim toprağı deşmiyor ve titrek sesimi yalnızca o duyuyor.
Dersten çıkıyorum. Hoca en son “Allah, kullarına karşı adaletli, Müslümanlarına karşı merhametlidir” diye bir cümle söyleyiveriyor. Bunun üzerine kahverengi atkılı kızla bir müddet birbirimize bakıyoruz.
Şiir yine başa sarıyor. İsmet Özel bir kez -kim bilir kaçıncı kez- daha ‘’yaşamak umrumdadır’’ diyor. Ben de bir kez -belki de son kez- daha ‘’yaşamak benim de umrumdadır’’ diyorum. Gün sonunda nihayet bu hakikati bağrıma basıyorum. Yaşamak hepimizin umrundaydı. Kendisiyle yüzleşebilen herkes bunu bilirdi.
Bir insan uğruna, bir düşünce uğruna, ilimden payımıza düşeni almak uğruna, armağan edilen bir kitap uğruna, kulağımızın işittiği en güzel şarkı, gözümüzün gördüğü en güzel fotoğraf uğruna… Bazımız ve hatta çoğumuz, varsıllık uğruna. En ümitsizlerimiz, kaybedilen savaşların hatrı uğruna; isyancılarımız, meydanlardaki haykırışlar uğruna. Yahut sadece ihtimaller uğruna… Yaşamak, herkesin umrundaydı. Kavmimizin kanatları altında çağa meydan okusak da insansız yalnızlığımızla bu dünyanın yabancısı olduğumuzu bilsek de bu hakikatin itirafçısı olmalıydık.
Hatta içimizde en müşfik duygularla arzularken ölümü, yaşamak, umrumuzda olmalıydı. Çünkü ölümün hakkı yaşamaktı.
Peki benim yaşamımı umrumda kılan neydi?
Bu soruyla gün karaya çalıyor. Ve bu şehrin benim hayranlığımdan inlemediğini hatırlıyorum. Bu duruma biraz içerliyorum. Bu yıl kış uzun sürdü.
Kitap okumayı belkide doğru dürüst hiç beceremedim ama ince detaylarla bezenmiş her bir kelimesinde anlam yüklü olan bu yazı beni uçsuz bucaksız bir düşunce alemine götürdü eline yüreğine sağlık bu yazıdan sonra bende diyorum ki yaşamak benimde umrumda
Yorumunuz beni çok mutlu etti! Hayat ince detaylarda saklı. Farkındalığımız o incelikleri görebilmekle gelişecek.
Bu yüzden yaşamak hepimizin umrunda.
Ümitvâr kalın.
Yanıtınızda beni çok mutlu etti🌹
Uçuşan kelebekleri dâhi hissettim.Beni çok uzak diyarlara götürdü.Kalemine sağlık güzel insan.Sağlıcakla kal🌻
Çok teşekkürler! Var olun 🌿
Ölümün hakkı yaşamak… Bir ismet özel çocuğu gibi bir şey misin sen😊🙏 Tebrik ederim.
Teşekkürler!
İsmet Özel ile ilgili bende bir yazı yazmıştım çokta soğuk olmayan bir günde. Bi kaç gün sonra kalp krizi geçirdiğini öğrendiğim de, paylaşılan yazımı bir süre okuyamamıştım bir daha.Araya onun şiirlerinin dizeleri serpiştirilmiş bir yazı, buruk ama dirayetli. Hava soğuk ama şiir güzel. Sende güzelsin.🌿
Yazınızı bana ulaştırırsanız okumak isterim, sağlıcakla
Okurken cümlelerin içinde kayboldum adeta. Sanki o yazdıklarınızı yaşayan benmişim gibi. .
Çok güzel bir üslubunuz var kaleminize ve yüreğinize sağlık. Dediğiniz gibi ümitvar olalım ve elbette yaşamak benimde umrumdadır. Selametle🌸
Güzel geri dönüşünüz beni çok mutlu etti, çok teşekkürler!
O kadar güzel bir insan tarafından yazılmış ki bu yazı, her cümlesinden sonra sanki biri yanağımı okşuyor, kalbime dokunuyor gibi. Her betimlemesi gözümün önünde bir film sahnesi gibi. Her şey üst üste gelirken biri gelip sırtınızı sıvazlayarak, “unutma, yaşamak senin de umrunda.” der gibi. İyi ki
Yazımı bu kadar derinden hissederek okuduğunuz için çok teşekkürler!
yüreğinizin çiçeğinden uzattınız 💐
Bu arada kış gerçektende uzun sürdü
“Neden yaşıyorum ki?” ya da “Keşke tam şu an hiç var olmamış olsam.” dediğim zamanları düşündürdü bu yazı. Hiçbirinde gerçekten ölmeyi ya da yok olmayı istememiştim aslında. Mutlulukları görmezden gelip sorunlara saplanıyoruz ve sanırım bundan bu vazgeçmişlik. Aslında “Yaşamak benim de umrumda.” Bazen buz gibi ellerime aldığım sıcak bir kahve için ya da bazen akşam kızıllığında yüzüme vuran güneş ışığının verdiği o tebessüm uğruna. “Ölümün hakkı yaşamaktı.” Bu cümle çok dokundu. Çünkü eğer bugün ölsem ölmenin hakkını veremem ve durup düşününce bu, insanı titreten bir gerçek. Allah kimseye hakkıyla yaşayamamış olmanın pişmanlığını yaşatmasın. Yazınız o kadar düşündürdü ki kendime engel olamadım. Elinize, kaleminize, yüreğinize sağlık…
Eğer düşündürebildiysem ne mutlu bana, çok teşekkürler.
İsmet Özel çok haklı , Yaşamak hepimizin umrunda 🌿
Yüreğine sağlık ;
tanımadığım ama yüreğimde uzun yıllar tanışıyormuşuz hissi veren güzel insan 🌸
Güzel yorumunuz için teşekkürler 🌿
“’Houston, burası Apollo 11. Penceremden dünya gözüküyor.’
Houston, burası da belediye otobüsü. Bence benim penceremden de dünya gözüküyor.”
“Peki benim yaşamımı umrumda kılan neydi?
Bu soruyla gün karaya çalıyor. Ve bu şehrin benim hayranlığımdan inlemediğini hatırlıyorum. Bu duruma biraz içerliyorum. Bu yıl kış uzun sürdü. ”
Yaşamak, hayal etmek ve cevaplanamayan sorular. Yaz da uzun sürecek mi acaba?
Yaşamı bi ucundan yakalamaya çalıştığım şu zamanlarda, uçurumlarımdan uzak durmayı ve bi müddet soluklanmayı hatırlattınız.
Teşekkürler.
Böyle bir çağda hâlâ yaşandığını hissettiğimiz duyguların olması ne hoş. Zamanın, insanların zor olmasına rağmen hayata farklı bir pencereden bakıp bize de yaşama dair umurumuzda olduğunu hissettirdiğiniz duygular için teşekkürler.. herşeye rağmen emanet olan bu can için yaşamak bizim de umurumuzda..😊